
Sosyal Mesafe Hiç Bu Kadar Cazip Olmamıştı
Hayatlarımızı derinden etkileyen ve gündelik yaşam ritüellerimizi tamamen değiştiren bir dönemden geçmekteyiz. Yaşanan pandemi süreci, hiç hesapta yokken, en küçüğünden en büyüğüne bütün işletmeleri, kurum ve kuruluşları, sanatı, sporu, sosyal ilişkileri ve hatta siyaseti küresel bir ölçekte temelinden sarstı. Bütün bu yaşananlar aynı zamanda bireylerde bir sorgulama halini tesis etti. Hayatlarımızı yaşayış şeklimiz, geleceğimize bakış açımız, kendimizi güvende hissetme oranımız 2020 yılı ve beraberinde getirdikleriyle bambaşka bir düzleme oturmuş oldu.
Bu sorgulamalar neticesinde, özellikle evden dışarı çıkılamayan yaklaşık dört aylık karantina sürecinde birçok kişi betonarme yapılardan, yeterince doğal ışık tahsis edilemeyen odalardan, kentlerin basık ve psikolojik anlamda zorlayıcı dokusundan bunaldı, yoruldu ve bir arayışa girdi. CNN International’ın haberine göre, sadece Londra’da taşınma kararını kırsal alanlar doğrultusunda kullanan insanların sayısı bu yıl, geçen yıla oranla yaklaşık %10 daha fazla. Sürecin daha ne kadar uzayacağı ve pandemi sonrası hayatın tekrar eskisi gibi olup olmayacağı konuları şüpheliyken, bu tırmanışın tersine dönmesi de pek mümkün görünmüyor. Uzaktan çalışma yöntemlerinin yaygınlaştığı, firmaların çalışanlarının güvenliği adına yürürlüğe soktukları dijitalleşme süreçleri ve gelişen teknolojinin sağladığı yeni çevrimiçi görüşme araçları sayesinde yaşantılarımız da farklı bir tarafa evrilmeye başladı. Bu imkânları da kullanarak kentlerin ezici ve bunaltıcı yoğunluğundan uzaklaşarak, doğaya daha yakın bir konumda var olma isteyenlerin sayısında da azımsanmayacak bir yükseliş görür olduk.
Bu zor süreçte yaşanan kayıpların üzüntüsü, zaman ve mekân kavramlarıyla ilgili en olağan ritüellerimizi bile etkileyen bir kafa karışıklığı, stresli iş ortamları ve kalabalık kamusal alanlardan uzaklaşılan bir nekahet dönemi yaşandı. İnsanlar nasıl yaşamak istedikleri üzerine düşünerek tabiri yerindeyse bir uyanış ve aydınlanma yaşadı.
Hazır arayı açmış ve sosyal mesafe kurallarını benimsemişken, sadece birbirleriyle değil, kentle de aralarına bir mesafe koymayı istiyorlar. Bu anlamda da arsa ve arazi gayrimenkullerine yönelik bir talep oluşması çok doğal. Birçokları, doğanın içinde, ister haftasonları kaçarak biraz kafa dinlemek için, ister uzaktan çalışma yöntemleriyle para kazandıkları kendilerine ait bir yer edinebilmek için yatırım ve mülkiyet arayışına girdi. Sosyal mesafeyi 2 metreden biraz daha fazla tutmaya karar vermek, stresle ve zorlu mücadelelerle aradaki mesafeyi açarken, kendileriyle ve iç dünyalarıyla, hayattan ne istedikleriyle ve bütün bu sorgulamalarla mesafeyi kapatmaya başladılar.
Kaynaklar:
https://edition.cnn.com/2020/05/02/us/cities-population-coronavirus/index.html