Bahar Geldi, Doğaya ve Araziye Yatırımın Tam Zamanı
Doğa uyanıyor. Bahar ve umut zihnimizde, ruhumuzda ve psikolojimizde hep iç içe geçmiş durumdadır. Ruh halimizde aidiyet, spiritüellik ve yeni başlangıçlara dair duygular, doğadaki uyanıştan bedenimize uzanan bir iş birliği halinde gelişmeye başlar. Anthony Scioli’nin psychologytoday’de yayınladığı yazısında doğa üzerinden baharın gelmesiyle pozitif duyguların dilde nasıl metaforlaştırıldığı anlatılıyor. Yapılan araştırmalar, gündelik hayatımızda doğaya ne kadar entegre olduğumuzu dildeki kodlarla ve ruh halimizdeki değişimlerle bahar üzerinden açıklıyor.
Dünya yüzeyine düşen ışık miktarı kışın bitmesiyle artmaya başlıyor. Doğal ışığa daha fazla erişim sağladığımızda da istemsiz bir şekilde psikolojimizde değişimler yaşanmaya başlıyor. Kentlerde yüksek yapıların bu ışığı büyük oranda kesmesi de bu anlamda bir problem. Benzer şekilde bir ağacın yapraklarının gün ışığıyla oluşturduğu gölge oyunlarına da kentlerde pek rastlayamıyoruz. Baharın geldiğini bu kadar kısıtlı imkanlarla algıladığımızda bile, yine de ruh halimizde olumlu değişimler yaşanıyor, peki ya doğanın bu uyanışına kesintisiz ve tam erişebiliyor olsaydık? Bu umut dolu histeri hali iyi gelmez miydi zorlu bir kışın ardından? Bu ışığı dolu dolu hissetmenin bile vücutta seratonin algılanmasını sağladığını biliyor muydunuz?
Yazıda da ışık miktarının artışı ve umut arasında böyle bir köprü kuruluyor. Türkçe üzerinden düşünürsek “aydınlık yarınlar” tabirini kullanmamız bir örnek olabilir. “Umut dolu” anlamını ışık miktarıyla bağıntılı kurgulamışız dilde de. Benzer şekilde tohum ekmek de dilde metaforlaştırılmıştır. Yeni ve umut veren bir atılımdan bahsederken tohum ekmek tabirini kullanabiliyoruz. Doğanın umuda ve pozitif duygulara dair uyandırdığı bakış açılarının hem dilimizde hem de gündelik hayatımızda görünür olduğu kesin.
Buradan hareketle doğada zaman geçirmenin özellikle tomurcukların açtığı, güneşin daha parlak parladığı, kuşların göç rotalarıyla tekrar bize yaklaştığı dönemlerde daha da önemli olduğunu söyleyebiliriz. Bahar gelirken ve toprağa düşen cemre yerini yeni filizlere bırakırken psikolojimiz ve esenliğimiz için doğaya nasıl kavuşacağımızı da düşünmeye başlamalıyız. Yine bu perspektiften yaklaştığımızda yapılan en güzel yatırımın toprağa, doğaya ve uyanışa olacağını da söyleyebiliriz.
Doğaya yatırımın ve hayatınızı “aydınlık yarınlar” doğrultusunda şekillendirmenin nasıl başarılabileceğine dair merak ettiklerinizi uparazzi ekibine iletebilir ve doğanın bir sonraki uyanışına bizzat kendi pencerenizden şahit olabilirsiniz.